|
||
![]() |
ALGI YÖNETİMİ VE GERÇEKLER: GÜNEYDOĞUDA SON DURUM | |
Dr. İmbat Muğlu | ||
imbat.muglu@facebook.com | ||
Bilindiği üzere son günlerde ülke gündemini meşgul eden konulardan birisi de Güneydoğu’da Devlet’in teröre karşı yürütmüş olduğu mücadele ve bu mücadelenin yansımalarıdır. Bu kadar dezenformasyonun / bilgi kirliliğinin olduğu bir ortamda neyin ne olduğunu anlamak herkes için oldukça güç bir durum teşkil etmektedir. Mevcut durumu değerlendirebilmek, yorumlayabilmek için öncelikle var olan tablonun net olarak ortaya konulması gerekmektedir. Ak Parti hükümeti büyük bir cesaret ve kararlılık örneği göstererek yıllardır bu toprakların en büyük sorunu olarak öne çıkan ve on binlerce insanımızın hayatına mal olan Kürt sorununu çözüme kavuşturmak için Çözüm Sürecini başlatmıştır. Süreç boyunca sorunun çözümüne yönelik çok ciddi adımlar atılmış, büyük mesafe kat edilmiştir. Fakat 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi PKK terör örgütü ve bu örgütün siyasi uzantısı olmaktan öteye gidemeyen HDP tarafından siyasi rant elde etme amacıyla süreç baltalanmış, tıkanmış ve bunun sonucu olarak da hükümet tarafından “buzdolabına kaldırılmıştır”. Çözüm müzakereleri devam ederken boş durmayan PKK, Güneydoğu’daki birçok şehrimize silah yığınağı yaparak, hendekler kazarak, yollara mayınlar, bombalar döşeyerek gizli bir savaş hazırlığı yapmış, 7 Haziran seçimleri sonrasında ise ülkenin içine düşmüş olduğu belirsiz ve kaotik ortamdan da istifade ederek eylemlere başlamıştır. Bu eylemler neticesinde yüzlerce asker ve polisimiz kahpece pusular kurularak şehit edilmiştir. Hal böyleyken, devlet de yapması gerekeni yaparak şehirlerimizde terör estiren bu örgüte karşı kararlı bir mücadeleye başlamıştır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, eskiden dağlarda mevzilenen örgütün artık şehirlere inmiş olması ve eylemlerini şehirlerden, sivil halkın yaşamış olduğu bölgelerden yürütmeye başlamasıdır. Bu teröre karşı mücadele eden devletimiz de başka çıkar yol olmadığı için bölgedeki çeşitli yerlerde sokağa çıkma yasakları ilan etmiş, bu sayede bölgede yaşayan sivil halkın bu olaylardan mümkün olduğunca etkilenmemesini amaçlamıştır. Terörün şehirlere indiği mevcut durumda teröristlerle sivil halkı ayırt edebilmenin başka yolu maalesef ki bulunmamaktadır. Sivil halkın arasına girerek öz savunma adı altında terör estirenler, kazdıkları hendeklerle bölge halkına hayatı zindan edenler, şehirlerde terör estirmeyi “mücadele” adıyla insanımıza yutturmaya çalışanlar, bölge halkının aç ve çaresiz kalmasına, evlerini barklarını bırakarak göç etmesine sebep olanlar, bu halkı siper olarak kullanmaya çalışanlar, camileri bile savaş alanına çevirenler şimdi kalkıp da bütün bu olanlardan dolayı devleti suçlamaya, bütün bu olanların sorumlusu olarak devleti hedef göstermeye çalışmaktadırlar. Bunun için de, nerelerden maddi destek aldıkları ve kimlere hizmet ettikleri halkımız tarafından bilinen çeşitli basın yayın organlarından destek alınmakta, satılmış kalemler devreye sokulmaktadır. Türkiye’de istikrarın, huzurun hakim olmasını istemeyen dış güçler de bölgede yaşananları kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde lanse etmekte, bu yolla da Türkiye’nin önlenemez yükselişine darbe vurmaya, Türkiye’yi yalnızlaştırmaya çalışmaktadırlar. PKK’nın kullanmış olduğu mühimmatın kimler tarafından temin edildiği de malumdur. Böylesi bir durumda HDP eş genel başkanının Rusya’ya davet edilmesi ve orada yapmış olduğu Türkiye’yi suçlayıcı yönde açıklamalar durumu anlamak açısından önemlidir. Maalesef ki ihanet bu boyutlara kadar ulaşmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti önüne çıkarılan bütün engellere rağmen bölgeyi terörden temizleyecek, orada yaşayan ve bu olaylardan dolayı mağdur olan vatandaşlarımızın yaralarını saracak, bölgeye huzuru ve refahı getirecektir. Bu süreçte ihaneti kendilerine meslek edinenlere kalacak tek şey ise bir ömür uğraşsalar bile üzerlerinden söküp atamayacakları hainlik lekesi olacaktır. Kimsenin şüphesi olmasın.
Dr. İmbat MUĞLU |
||
Etiketler: ALGI, YÖNETİMİ, GERÇEKLER, GÜNEYDOĞUDA, SON, DURUM |
|