|
||
![]() |
ÇANAKKALE DESTANI.. | |
Dr. İmbat Muğlu | ||
imbat.muglu@facebook.com | ||
3 Kasım 1914 - 18 Mart 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı'nda cereyan eden bir seri deniz savaşlarıyla Gelibolu Yarımadası'nda 25 Nisan 1915 - 8/9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan kara savaşları, Türk tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır.Altı asır dünyaya nizam veren bu millet, bitab düşmüştü.Trablusgarp’tan, Balkanlar’dan çekilmiştik.Batılı;“Başka milletlerin,müdafaadan ümidi kestiği anda, Türk milletinin taarruzu başlar! ” diyor.İşte Çanakkale savaşları, bunun destanıdır. Bu destanda; cephaneliğin infilak etmesiyle gözlerinden olan Memiş’in; komutanın: “Vah evladım vah! Gözlerinden mi oldun? ” demesine karşılık: “Üzülme paşam, üzülme! Bu gözler göreceğini gördükten sonra bu hale geldi! ” şeklindeki cevabı vardır. Bu destanda; Fransız zırhlısı Büve’nin 610 mürettebatının denize saçıldığı anda; İngiliz zırhlısı Oşin’ın, sudaki karıncalar gibi çabalayan düşman askerlerini toplaması için ateş kesen Türk topçusunun civanmertliği vardır.Bu destanda Rumeli Mecidiyesi tabyasında 20 dakikalık baygınlıktan sonra 276 kilogramlık üç mermiyi peyderpey atıp İngilizlerin Oşin Zırhlısına boğazı dar eden; Cevat Paşa’nın “Dile benden ne dilersen evladım” demesine karşılık “Bir şey istemem kumandanım diyen, Paşanın ısrarıyla “Tek tayınla doymuyorum komutanım” deyip “Çift tayın” alan; fakat bir süre sonra “ Herkes tek tayın yerken bu ikinci tayın boğazımdan geçmiyor.” diyerek kendi isteğinden feragat edip, tayını reddeden “Koca Seyid”ler vardır. Bu destanda; cephanesi bitmiş geri çekilen askerlere; “Düşmandan kaçılmaz! Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum! ” diyen Anafartalar, Conkbayırı muharebelerinin kahramanı “Mustafa Kemal”ler vardır. Bu destanda yaşanmışlıklar vardır.İşte o yaşanmışlıktan sadece bir tanesi. Kocadere köyünde büyük bir sargı yeri kuruluyor.Kimi Urfalı, Kimi Bosnalı, Kimi Azerbaycanlı,Kimi Adıyamanlı, Kimi Gürünlü, Kimi Halepli çok sayıda yaralı getiriliyor.Bunlardan biri Lapsekinin Beybaş Köyündendir ve yarası oldukça ağırdır.Zor nefes alıp vermektedir. Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek için komutanının elbisesine yapışır.Nefes alıp vermesi oldukça zorlaşır ama tane tane kelimeler dökülür dudaklarından.‘Ölme ihtimalim çok fazla…Ben bir pusula yazdım… Arkadaşıma ulaştırın…’Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur: ‘Ben…Ben köylüm Lapseki’li İbrahim Onbaşından 1 Mecidiye borç aldıydım… Kendisini göremedim.Belki ölürüm.Ölürsem söyleyin hakkını helal etsin’‘Sen merak etme evladım’ der Komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşar. Az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son sözü de ’söyleyin hakkını helal etsin’ olur…Aradan fazla zaman geçmez.Oraya sürekli yaralılar getiriliyor.Bunlardan çoğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit düşüyor.Şehitlerin üzerinden çıkan eşyalar, künyeler komutana ulaştırılıyor. İşte yine bir künye ve yine bir pusula.Komutan göz yaşlarını silmeye daha fırsat bulamamıştır.Pusulayı açar, hıçkırarak okur ve olduğu yere yığılır kalır. Ellerini yüzüne kapatır, ne titremesine,ne de göz yaşlarına engel olamaz… PUSULADAKİ NOT: ‘Ben Beybaş Köyünden arkadaşım Halil’e 1 mecit borç verdiydim. Kendisi beni göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben dönemem. Arkadaşıma söyleyin ben hakkımı helal ettim.’ |
||
Etiketler: ÇANAKKALE, DESTANI.., |
|