|
||
![]() |
DARBE GİRİŞİMİ SAVUNMALARI.. | |
Dr. İmbat Muğlu | ||
imbat.muglu@facebook.com | ||
Darbe girişimi bir garabetler manzumesi DEĞİLASLINDA savunmaları garabetler manzumesidirFethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde “Yurtta Sulh Konseyi” üyelerinin de yer aldığı 221 kişinin yargılandığı Genelkurmay Çatı Davası devam ediyor. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katılıyor.16 Haziran’a dek devam edecek duruşmaların ilk yedi gününde ifade veren tüm tutuklu subaylar darbeye karıştıkları yönündeki suçlamaları reddetti. Bir tek Gökhan Sönmezateş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı alma görevini Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda öldürülen Tuğgeneral Semih Terzi’den aldığını kabul etti. Sönmezateş, “Söylediğim her şey doğrudur. Ne yazık ki ölmüştür, keşke ölmeseydi de kendisine sorabilseydik. Ben FETÖ'cü değilim, bu elbise benim üzerimde durmaz. Ben herhangi bir tarikat üyesi de değilim. Darbeye katıldım, ihtilale katıldım.” dedi. Akın Öztürk: ‘’Beni Akıncı’ya Hava Kuvvetleri Komutanı gönderdi, Genelkurmay Başkanı’nı iknaya çalışmadım kendisine sorulabilir. Darbe girişimiyle hiçbir ilgim, katkım, hatta haberim yoktur." diye konuştu. Eski Başyaver Yazıcı, darbeye katılmadığını iddia etti. Bu darbe girişimini kimin gerçekleştirdiğini on aydır düşünmesine rağmen kesin bir sonuca varamadığını söyledi. Talu: Genelkurmay’dan gönderilen darbe yazısının altında Partigöç imzasını görünce “bu FETÖ’cü darbe dedim”. Talu ayrıca, FETÖ ile hiçbir bağı olmadığını söyledi. Turhan: Kendisinin FETÖ’cü değil muhafazakar bir insan olduğunu savunan Turhan, son dönemde birçok FETÖ ihbarı yapıldığını ifade etti. “Bir darbe girişimi oldu. Ama bu darbe girişimini tamamen FETÖ'cüler yapmıştır diyemem. Çünkü TSK içerisinde farklı ekipler vardır. Bu ekipler içinde muhafazakâr yönü ağır basan bir ekip var. Bu ekip genelde FETÖ'cü olarak anılır.” Alakuş: Meslek hayatı boyunca Türkiye'ye karşı faaliyet gösteren her türlü terör örgütüyle mücadele ettiğini belirterek,"FETÖ/PDY ile ne ilgim, ne irtibatım, ne de iltisakım mevcuttur. Darbe teşebbüsünü kim, kimler, ne zaman, ne şekilde planladı bilmiyorum. Darbe teşebbüsünde de doğrudan görevim olmadığını düşünüyorum." dedi. Caha: “Bu vahim ve menfur darbe teşebbüsü, Genelkurmay başkanı, kuvvet komutanları ve MİT müsteşarının planı, bilgisi ve kontrolü dahilinde olmuştur” dedi. Evrim: Daha önceki ifadesini maddi ve manevi baskı altında verdiğini öne sürerek, mahkemedeki ifadesinin esas alınmasını istedi."Tüm meslek hayatım boyunca kazandığım deneyimlere dayanarak bu darbe girişimi, son derece amatörce planlanmış, mantık dışı, TSK teamüllerine aykırı bir garabetler manzumesidir.’’ dedi. Partigöç: “İsmimin sürekli kullanıldığının, sıkışan herkesin ‘Partigöç’ten emir aldık’ dediğinin farkındayım. Mahkemeniz benden bir darbeci çıkaracak mı bilmiyorum, ama benden bir FETÖ’cü türetemeyeceklerini biliyorum.” Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu iddiasını da yalanlayan Partigöç, "Peki darbeyi kim yaptı. Ben de 10 aydır bunu düşünüyorum. Ulaştığım sonuç şu, kendimle ilgili, hiçbir şey yokken önce fetösavar diye bir site kurdular, oradan belli isimleri servis ettiler. Bu da algı operasyonunun bir parçası." diye konuştu. Sanık tuğgeneral, Talu’nun kendisinin ‘FETÖ’cü olduğunu söylediğini de hatırlatarak, “O beni zannetmiş olabilir ama ben şuna inanıyorum, İlhan Talu FETÖ’cü değil” diye konuştu Selçuk: Kubilay Selçuk da savunmasını yaptı. Savunmasında, 15 Temmuz günü Akıncı Üssü'ne daha önce birlikte çalıştıkları Hakan Evrim'i ziyarete gittiğini söyleyen sanık Selçuk, suçlamaları kabul etmedi. Dişli: 15 Temmuz darbe girişiminin kilit isimleri arasında adı geçen eski Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli, 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a darbe bildirisini imzalatmaya çalıştığı yönündeki suçlamaları reddetti. Darbecilerin, Genelkurmay Karargahında kendisini silahla rehin alarak bir odaya kapattıklarını öne süren Dişli, "Önüme boş bir kağıt ve kalem verdiler. TSK'nın yönetime el koyduğunu, Yurtta Sulh Konseyi adına bu bildirinin okunacağını, karşı çıkan herkesin etkisiz hale getirileceğini söylediler." diye konuştu. Mehmet Dişli, ağabeyi eski AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'yi arayıp aramadığının sorulması üzerine, "Ağabeyimin telefonu benim yanımda yoktur. Kayıtlarımda da yoktur. Benim yanımda Silahlı Kuvvetlerin başkomutanı var, siyasi başka kimseyi arama ihtiyacı duymadım." dedi. İşte bu hainlerin her hareketi ve söylemi garabetler manzumesidir. Yıllardır TSK’nın en kritik birim ve kıtalarında çalışan 15 Temmuz hain darbesinin elebaşları, savunmaları boyunca birbirine benzer taktikler yürüterek adeta ağız birliği yaptılar. Hemen hepsi darbe girişimine katılmadıklarını iddia ederlerken, 15 Temmuz’u “terörle mücadele operasyonu”, “terör saldırısına karşı önlem” veya “tatbikat” şeklinde yalanlarla açıklamaya çalıştılar. ‘’Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar’’ sözünü tam anlamıyla yerine getirerek ilk verdikleri ifadeleri tamamen inkar etmeye başladılar. İşin için de çok yalan olunca çoğu zaman yalanları yalanla kapatmaya çalışarak, kendilerine sorulan birçok soruda çelişkiye düştüler. İlk sırada dinlenen Akın Öztürk, “darbede katkım ve haberim yoktur” dedi. Ancak darbe gecesi Akıncı Üssü’nde elini kolunu sallayarak rahat rahat dolaşabilmesini açıklayamadı. Genelkurmay Karargahını basan Eski Albay Fırat Alakuş, Hulusi Akar’ın elini kolunu sallayarak Mehmet Dişli ile makamından çıkarak helikoptere gittiğini, hatta karargâhtan çıkmadan şapkasını istediğini öne sürdü. Bazı zatlar FETÖ ile mücadele ettiklerini ileri sürdü, bazıları terbiyesizce Mahkeme Başkanı'nın, "Gülen için ne diyeceksin?" sorusuna gülerek, "Orada değildi, onu söyleyebilirim" yanıtını verdi. “MİT darbeyi önceden bilmesine karşın neden önleyemedi, bu nedenle hesap versinler” yorumu neredeyse her sanığın savunmasının bir parçasını oluşturdu. Sanıklar, savunmalarda tartışmayı kendilerinden uzaklaştırmak için sürekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan isimlerini zikrederek karşı hamle yaptılar. FETÖ terör çetesi hainlik, kalleşlik, terörizm gibi eğitimlerin yanı sıra çok iyi bir tiyatro eğitimi almış olmalılar ki, kırk yıllık tiyatroculara taş çıkarırcasına savunma yapıyorlar… Kırk yıllık kahpe oluşumun yandaş ve maşaları savunmalarını yada diğer adı ile yalan ve iftiralarını gevelerken tek ağız, tek dil kullanmaktalar. Bu hayal ürünü yalanlarına kendileri o kadar inanarak anlatmaktalar ki, sanki yüzlerce Şehit, binlerce Gazinin üzerine bombalar ve mermileri onlar değil, o hain sürüsünü nefret ve içi kanayarak izleyen bu milletin has evlatları yaptı dercesine savunma yapmaktalar. Ama bu millet ve bağımsız Türk adaleti bu planlı tiyatroya son vererek hain kanlı terör örgütü FETÖ’ye gereken en ağır cezayı verecektir. 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Başkomutan olarak bizzat meydanlarda olacağını belirtmesi ve halkı davet etmesi ile bu milletin canı pahasına dahi olsa gösterdiği duruşun aynısını, bu hain terör örgütü FETÖ’nün yargılanmasında da göstermekte ve bundan sonra da gösterecek... |
||
Etiketler: DARBE, GİRİŞİMİ, SAVUNMALARI.., |
|