1985 yılında o dönemki hükümet tarafından geçici bir süreliğine sadece kendi köylerini ve Aileleri korumak amacıyla getirilen koruculuk sistemi bana göre üstlendiği misyon, yaptıkları Hizmetler ve bölgeye güvenlik ve psikolojik açıdan sağladığı katlı ile Terörle mücadele tarihimizin, hatta Cumhuriyet tarihimizin en önemli ve faydalı projesi olmuştur.
Şimdi gelin kısaca korucularımızın bölgeye sağladığı faydalara göz atalım.
Koruculuk olmasaydı asker ve polis kırsala hakim olmaz, PKK Terör örgütü kırsalda istediği gibi atını koşturur, propaganda yapar, her gün köylerimizde onlarca vatandaşı katlederdi.
Koruculuk olmasaydı PKK her köyden, her mezradan istediği zaman istediği kişileri Dağa götürürdü.
Koruculuk olmasaydı hiç bir köyde okullar açık olmaz, sağlık Ocakları hizmet vermez, camilerde ezanımızın okunmasına izin verilmezdi.
Koruculuk olmasaydı vatandaş kırsaldan kente seyahat edemez duruma gelirdi.
Koruculuk olmasaydı Bölgede siyasetin bütün hakimiyeti PKK’nın arka bahçesi konumunda olan HDP’nin eline geçer, HDP dışında hiç kimse başka partiye oy veremezdi. Veren olsaydı bunu canı ile öderdi.
Koruculuk olmasaydı PKK Terör örgütü üyelerine karşı yapılan operasyonlar bütün dünya kamuoyunda “ Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürtleri Katlediyor” yalanına dönüşürdü.
Koruculuk olmasaydı Devlet ile Bölge halkı arasındaki bağ tamamen kopar, devlet millet bir birine tamamen düşman olur, olay iç ayaklanmaya kadar giderdi.
Koruculuk olmasaydı bugün bölgede PKK’ya boyun eğmeyen hiç kimsenin bölgede yaşamasına olanak verilmezdi. Vatandaşlar, ya PKK’ya boyun eğip her istediğini yapmak zorunda kalır, ya da bölgeyi terk eder, boyun eğmeyenler bunu hayatıyla öderdi.
Koruculuk olmasaydı Devletimiz Terörle ve Teröristle mücadelede şimdiye kadar harcadığı bütçenin en az 10 katını öderdi ve bugün alınan sonuçlarda alınamazdı.
Koruculuk olmasaydı PKK’da, HDP’de bugün ulaşmayı arzuladıkları bağımsız bir Terör Devleti hayallerine 30 yıl önce ulaşmış olurdu.
Koruculuk olmasaydı Irak ve Suriye’den önce dış güçler Türkiye’yi bölme yoluna başvururlardı.
Koruculuk olmasaydı bölge önce PKK’nın, sonra da PKK’nın maşası olduğu dış güçlerin eline geçerdi.
Kısacası koruculuk sistemi gerek güvenlik açısından, gerek sosyolojik, psikolojik açıdan bölgenin sigortası görevini görmüştür. Koruculuk sistemi PKK’nın, HDP’nin dış ülkelerde ülkemiz aleyhine yaptığı olumsuz propagandaların önüne geçmiş, bu şer güçlerin yalanlarını çürütmüştür.
Bütün bu faydaları sonucunda Korucular çok büyük maddi ve manevi bedeller ödemiş, vatan, bayrak ve mukaddes değerler uğruna 1800 Şehit ve 3000’nin üzerinde Gazi vermiştir. Terör yandaşları devletin her türlü nimetinden, imkanından yararlanırken, Korucularımız ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan toplumun en gerisinde kalmıştır. 21. Yüzyıl Türkiye’sinde bölgenin şah damarı konumunda olan ve ortalama 8 nüfusa sahip korucularımızın bugün itibari ile asgari ücretin altında ücret ile Çalışıyor olmaları gerçekten üzüntü vericidir. Devlete yaptıkları hizmetlerin asla bir maddi karşılığı yoktur. Devletimiz bu fedakar ve cefakar insanlar için ne yapsa azdır. Bu insanların ödediği bedeller her türlü takdirin ve maddi değerin üzerindedir. Devletimiz geçte olsa bu eli öpülesi insanlara sahip çıkmalıdır.
Korucu camiası olarak açta kalsak da, açıkta da kalsak da, çocuklarımızı maddi imkansızlıklardan dolayı okutamazsak da, yaptığımız Hizmetler takdir görmese de, dün olduğu gibi bugün de, yarın da katiller sürüsü PKK’nın ve diğer Terör örgütlerinin karşısında canımız ve kanımız pahasına devletimizin yanında, milletimizin emrinde olmaya, vatan, bayrak ve mukaddes değerlerimizi sonuna kadar yaşatmaya, Şehitlerimizin Aziz hatıralarına ve emanetlerine sonuna kadar sahip çıkacağımıza Namusumuz ve Şerefimiz Üzerine Ant içiyoruz.
Varsın emeğimizin karşılığı verilmesin, varsın yaptıklarımız layıkıyla takdir görmesin. Gün gelir bizimde şiirlerimizin para edeceği bir dünya olması dileğiyle. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.
Dr.İmbat MUĞLU
Güvenlik ve Terör Uzmanı
|