Emperyalizm, tarihin hiç bir döneminde Ortadoğu’ya sahip olamadı, buradaki uygarlıkları yok edemedi. Ancak Ortadoğu’dan da hiçbir zaman vazgeçmedi. Suni ayrılıklar yaratarak, etnik bölünmeleri kışkırtarak buradaki direnişi kırmaya çalıştı. Emperyalizmin Ortadoğu’daki en büyük başarısı, İsrail’in kurulması oldu. Ancak İsrail’in kurulması tek başına yeterli değil. Zaten bölgede emperyalizmin içine düştüğü bataklığın en büyük nedeni de bu. İsrail bölgede tecrit bir ülke…Bazı Arap devletleri İsrail’e düşman. Bu nedenle, Büyük İsrail Projesine ulaşmak için ABD’nin Kürdistan devleti kurma projesi devreye giriyor. ABD eşittir İsrail, İsrail eşittir Amerika!
İsrail mevcut saldırganlığıyla Orta Doğu bölgesinin yaşam koşullarını da kontrolü altına aldı. Büyük Ortadoğu projesiyle (BOP) start aldı. İlk önce Irak işgal edildi. Bu işgalden amaç, Irak’ın kuzeyine kurulacak kukla bir Kürdistan için zemin hazırlamaktı. Bundan önce de, Türkiye’nin güneydoğusunda ABD ve Batı emperyalist güçler tarafından PKK terör örgütü kuruldu. Türkiye esasında ABD ve İsrail’le savaşıyordu. ABD, Ortadoğu’daki planını, İsrail ve Peşmerge ile birlikte gerçekleştirmek için büyük çaba sarf ediyordu. “ABD dünyanın diğer ucundan buraya neden müdahale ediyor ve bölgede ne işi var” demesinler diye sonra IŞİD’i kurup Suriye’ye müdahale bahanesi yarattı. Bütün planlar İsrail’in menfaatleri için noksansız devam ediyordu. Bu kadar büyük çabayı neden gösteriyorlar. Sözde Tevrat’ta belirtilen büyük dünya devletini kurmak için. Hikaye çok uzun. Tahrif olmuş Tevrat’ta bugünkü İsrail, Lübnan, Ürdün, Suriye’nin Fırat altında kalan bölümü ve Suudi Arabistan’ın kuzey kısımları, bulunuyor. Oysa sözde Tevrat’ta geçen büyük İsrail devleti, hayalden başka hiçbir şey değil. İsrail, tarih boyunca bu saldırganlığı yüzünden dünya coğrafyasında birçok katliamlara neden olmuş ve halen de olmaya devam etmektedir. Bu saldırgan yapısından dolayı kendileri de soykırıma uğramışlardır. Kurulacak Kürdistan Devleti, İsrail’in bir türevi olacak, ordusu da İsrail ordusunun bir parçası. Doğrudan Pentagon’a yani ABD’ye bağlı olacak. Yahudiler Filistin topraklarını satın alarak ve Filistinlileri katlederek İsrail devletini nasıl kurdularsa, aynı şekilde, aynı oyun kurucu zihniyet güdümlerinde olacak Kürdistan’ı kurmaya çalışıyorlar. ABD ve İsrail, PEŞMERGE, YPG, PYD, PKK’yı olası bir Arap-İran çatışmasına karşı hazırlıyor. Peşmergeler uzun zamandan beri deneyimli İsrail ajanları tarafından Sünni ve Şii liderlere suikast düzenlemek için eğitiliyorlar. Diğer bir önemli nokta da, Peşmergelerin Suriye’yi ve Irak’ı, PKK’nın Türkiye’yi, PJAK’ın ise İran’ı istikrarsızlaştırmak için kullanılıyor olmaları. Bu gelişmeler Kürdistan için ön hazırlık niteliğinde. Sözde Kürdistan, Türkiye’nin güneydoğusu, Suriye’nin kuzeydoğusu, Irak’ın kuzeyi ve İran’ın güneybatısında kalan toprakları da içine alıyor. Peşmergeler, aynı zamanda bu projeyi hayata geçirebilmek için MOSSAD ajanları tarafından eğitiliyorlar. Üç yıl önce İsrail Başbakanı Netanyahu, İsrail'in Kürtlerin otonomiye sahip olduğu bölgede bağımsız bir devleti destekleyeceğini belirterek, “Bizim, Kürtlerin bağımsızlık arzusunu desteklememiz lazım” demişti. Netanyahu, Tel Aviv'de Ulusal Güvenlik Enstitüsü'nde yaptığı bir konuşma sırasında bunları söylemişti. 13 Eylül 2017’de, İsrail Genelkurmay Başkanı Yardımcısı: “Biz PKK’yı terör örgütü olarak görmüyoruz” dedi. Hemen ardından Başbakan Netanyahu: “PKK’yı terörist örgüt olarak kabul ediyoruz, ancak Kürt halkının kendi devletini elde etmesi konusundaki meşru çabalarını destekliyoruz” açıklamasında bulundu. İsrail’in sözde Kürdistan Devletçiğini oluşturmak istemesinin en önemli sebeplerinden birisi, Irak, İran, Suriye ve Türkiye ile sınır olan bu toprak parçasını tercih etmesinin altında, liderliğini yapacağı BÜYÜK ORTA DOĞU-BÜYÜK İSRAİL PROJESİNİ gerçekleştirme çabası yatmaktadır. Hem ekonomik açıdan, hem de güvenlik açısından, bu topraklarda kurulacak Kürdistan devletini desteklemek kendi çıkarınadır. Suriye ve Irak'taki cihatçı milislerin hareketlenmelerini sınırlandırmak için İsrail’in Kürdistan'daki gelişmelerde rol üstlenmesi lazım. Bu yüzden Kürdistan'dan gelecek peşmergelere eğitim vermesi, İsrail ordusunun yararınadır. Bunun da ötesine giderek, Kürdistan'da askeri üs kurabilir ve bu sayede Kürdistan devletini koruyabilirler. Bunların yanı sıra, bağımsız Kürdistan devleti, zamanında Irak devletinin, mal varlıklarına el koyarak gönderdiği Yahudilerin geri dönmelerini sağlayabilir. Bu, gelecekte Araplarla yapacağı barış anlaşmasında İsrail'in konumunu güçlendirmesini sağlayacaktır. Kürdistan’ın Büyük Ortadoğu Projesi yani asıl adı olan Büyük İsrail Devleti için önem taşıyan bir rolü var. Bu günlerde ateşin yükseldiği Suriye’de, geniş kapsamda düşünüldüğünde, Büyük İsrail’in, kısa dönemde ise toprakları gittikçe genişleyerek büyüyen sözde Kürdistan’ın da temelleri atılmaktadır.
Son dönemde ABD ve İsrail, Türkiye’nin bölgede sıkıştırılması ve yalnızlaştırılması çabalarında önemli bir görev üstlenmiş görünüyor. Barzani ailesi ve PKK, bugün Ortadoğu bölgesinde hayali kurulan BOP’un taşeronluğunu yapmaktalar. Barzani ailesinin, kısa süre öncesine kadar PKK terör örgütüyle arasına koyduğu mesafe yok oldu…sözde DEAŞ’a karşı yapılan mücadeleden dolayı, aynı saflarda yer almaya çoktan başladılar bile. Amerika’nın, terörist örgütün Suriye uzantısı PYD’ye yaptığı silah, mühimmat ve zırhlı araç yardımı, Barzani ailesi yönetimindeki Erbil Havalimanına iniyor ve peşmergenin yardımıyla Suriye’ye ulaştırılıyor. Halen terörist örgüt PKK’nın, Barzani’nin hâkimiyetindeki Irak’ın kuzeyindeki kamplarda barınmaya devam etmesi de, Barzani’ye karşı süregelen mesafeli duruşun ortadan kalktığını gösteren unsurlar arasında. Bugün Barzani ailesinin Suriye’deki iç karışıklıktan yararlanarak Suriye Kürtleri ile yaptığı görüşme açıkça belli ediyor ki, yakın bir zamanda Suriye’deki olaylara dur diyecek güçler, Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de bölünmeyi gerçekleştireceklerdir. Bu bölünme, iki Suriye devleti şeklinde olmayacak. Suriye tek bir devlet olarak devam ederken, Kürtlerin yoğunlukta olduğu topraklar ayrılarak, Sözde Kürdistan’a katılacaktır.
ABD, Suriye'deki üs sayısını her geçen gün artırmakta…Üslerin yanı sıra ABD, askeri kampların sayısını da artırıyor. Suriye'ye sokulan silah, mühimmat ve askeri araçlar önce bu üslerde toplanıyor. ABD'nin desteklediği YPG ve onlarla birlikte hareket eden PKK'lılara her türlü eğitim veriliyor. Eğitimlerin tamamlanmasının ardından, kullanacakları silah ve mühimmatlar da teslim ediliyor. ABD, binlerce silah ve milyonlarca mühimmatı Suriye topraklarına soktu. “YPG'ye veriyoruz” adı altında, bunların bir bölümünün PKK'ya gittiği belgeleriyle ortaya çıkmıştır. Türkiye topraklarında PKK'ya karşı yapılan operasyonlarda da YPG'ye verilen silah ve mühimmatlar ele geçirilmiştir. ABD, Irak'ta olan güç ve etkinliğinin aynısını Suriye'de kuruyor. ABD'nin 7'si Haseke bölgesinde olmak üzere Malikiye, Kamışlı, Aynel Arap (Kobani), Tel Abyat, Münbiç, Cezire, Tişrin Barajı bölgesinde, Tabka'da üsleri var. Ayrıca, Tabka Havaalanı'nda ABD ve Fransa'nın da üsleri yer alıyor. ABD'nin kurduğu üslerde NATO ülkelerinden gelen uzmanlar, YPG ve onlarla birlikte hareket eden PKK'lılara özel harp eğitimi veriyor. ABD, son aylarda Irak'ın Erbil bölgesine askeri malzeme sevkiyatını artırdı. Gelen TIR'lar, başta Haseke olmak üzere ABD kontrolünde olan üslere gidiyor. Burada hem yeni silahların PKK'lılara dağıtımı, hem de eğitimi yapılıyor. Üslerde birçok NATO ülkesinden askeri personel de bulunuyor. Suriye'de ABD-PKK kontrolünde olan başta Haseke bölgesi olmak üzere sözde “Suriye Kürdistanı” için kurulmak istenen “Kürt ordusu”, ABD yardımları ve bazı batılı ülke uzmanlarının eğitimiyle oluşturulmaya çalışılmakta. Kürt ordusu, ABD yardım tırları ve subaylarının verdiği eğitim ile kuruluyor. ABD, Suriye'de kurduğu üslerde hem tırlarla getirilen silahları dağıtıyor, hem de PKK'lılara askeri eğitim veriyor. PKK'lılar da askeri düzende hareket etmeye başladılar. Ortadoğu’da kendilerinin yöneteceği ve bölgedeki diğer devletlere de hükmedecekleri bir devlet oluşturacaklar.
ABD ve İsrail Büyük Ortadoğu yani Büyük İsrail Projesi için besleyip büyüttükleri Peşmerge ve uzantıları olan terör örgütleri ile birlikte, sözde kuracakları Kürdistan’ı, İran’a karşı büyük bir savaşa sokacaklar. Bu savaşta yüz binlerce Müslüman kardeşimizin kanı akacak. Savaşı ne Kürdistan ne de İran kazanabilir, asıl kazanan ABD ve İsrail olacak. Bu oyunla, Kürdistan neredeyse ortadan kalkma noktasına gelirken, İran da büyük bir ekonomik sorunun içine düşecek ve böylelikle de gerileme dönemine girecek. Ortadan kalkma noktasına gelecek olan Kürdistan’a, son ve öldürücü darbeyi vuracak olan da, tabii ki onları bu günlere getiren İsrail olacak.
Batılı oyun kurucuları, Türkiye’yi sıkıştırmak ve bölgede yalnızlaştırmak için her türlü yol ve yöntemleri kullanmaktadırlar. Barzani, bir süredir İsrail ile babası Molla Mustafa Barzani döneminden başlayan dayanışmasını bugün çok daha açık ifade ediyor. Burada da karşılarında en güçlü tehdit Türkiye…Bu amaçlarına ulaşırken, bölgede büyüyen, dik duran, kimseye boyun eğmeyen Türkiye’nin bu kutlu yürüyüşünü durdurmaya çalışacaklar. Ancak hiç kimse bu yürüyüşü engelleyemeyecektir.
ABD samimi değil, bunu herkesin bilmesi lazım. Bugün, kukla Barzani ailesi, bağımsız Kürt devletini kurma hayalini güderken, geçmişte Moskova’ya sığınmak zorunda kalan babası Molla Mustafa Barzani gibi, batılı ülkelerin kurduğu tuzağa düşmüş görünüyor. Buradaki davayı, Kürtlerin bir toprak parçasına kavuşturulması olarak görmek, aymazlığın ötesindedir. Bugün Irak’ın ve Suriye’nin parçalanmasından en büyük zararı görecek olan yine KÜRTLER, yine İran-Irak-Suriye ve Türkiye’dir. Bu konuların çözümü için mutlaka bir araya gelmeli ve bölgede dört devletin menfaati için çözüm üretmeliler. Bölgede olası oldubittilere asla izin verilmemeli.
|