|
||
![]() |
SURİYELİ ÇOCUK | |
Dr. İmbat Muğlu | ||
imbat.muglu@facebook.com | ||
“Biz, kısık sesleriz… minareleri, Sen, ezansız bırakma Allahım! Ya çağır şurda bal yapanlarını, Ya kovansız bırakma Allahım!
Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız; Ve vatansız bırakma Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah’ım!’’ Arif Nihat ASYA
İki hafta önce Sosyal Güvenlik Kurumunun katkılarıyla gerçekleştirilen Sosyal Güvenlik Haftası etkinliklerine katılma fırsatı buldum. Kurum etkinliğin ilk gününde Sevgi Evlerinde yaşayan 100 yakın çocuğa hem piknik tertipledi hem de çeşitli hediyeler dağıttı. Görünce ister istemez sizi başka duygulara iten bir çocuk kafilesi vardı karşımda. Aralarından biri, çakır gözlü, mahsun yüzlü bir çocuk dikkatimi çekti. Bana bak diyordu sanki. Gözüm gözüne ilişir ilişmez koştu Ömer. Daha söz söylemeye bile zaman kalmadan elimi tuttu , "Abimmmm!” dedi, durdu, baktı gözüme “Abimmmm!” dedi dört yaşında, yaşından büyük gönüllü Ömer. “Abimmm!” deyişinde öyle bir çığlık vardı ki, bir ben duymadım o çığlığı oradaki herkesler duydu. Kalbi olan herkes duyardı, duymalıydı zaten. Öyle içten söyledi, öyle candan, öyle yakarırcasına. Titredim sesine, sarıldım, öptüm. Oğlum gibi, canım gibi… Gözleri doldu Ömer’in ve yine defalarca "Abimmmm!” dedi “Abimmm, abiimmmm, abimm…!” Sarıldım, kokladım, öptüm. Birlikte biraz zaman geçirdik, yemek yedik, sohbet ettik. Bir masada çilek gördü Ömer gözleri parladı. Götürüp ellerimle yedirdim. Yedikçe “Abim bir tane daha!” diyordu, “Bir tane daha!” . Yine doldu gözler, yine Ömer oldum. Çilek bitti, elimden tuttu, yürüdük. Ömer’in yüreği sel olup akmaya başladı. “Korkuyorum” dedi. “Korkma Ömer’im” dedim. Neden diye sormadan, başım önümde, içini acıtırım korkusuyla soramadan ; “Dönmek istemiyorum Suriye’ye dedi. İçim yandı, Ömer oldum. Sordum, soruşturdum; annesi, babası savaşta ölmüş, minicik yüreği ile koca dünyada ya payalnız kalmış. Üstelik daha dört yaşında. Durdum düşündüm; kaç Ömer var bilmediğim, kaç yangın yeri yürek, küçücük. Utandım gördüklerimden, görmediklerimden, çocukluğumdan. Bunları yazarken gözümün önünde Ömer’im ; ağlamaklı ,ellerimde aradığı umutla gözünde yanan ışık…. Bu defa bende o gözler Ömer, dolup yağıyorum senin yerine. Uçaktayım, etrafımdakiler garip gözlerle bakıyorlar. Tutamıyorum kendimi Ömer, gözlerin bende. Dört yaşındayım şimdi, çaresiz, umut bekleyen. Sana bakıyorum bana baktığın gibi. Dr.İmbat MUĞLU |
||
Etiketler: SURİYELİ, ÇOCUK |
|