"Bingöllü ŞEHİT bir köy korucumuzun oğlu. 11.05.1979 tarihinde Bingöl İli Merkez Gökçeli Köyünde doğdu. Hem ne fark eder ki nereli olduğu, nereli olursa olsun bu vatan için canını veren Şehidimin çocuğu. Babası Paşa Sözen Bingöl merkez Gökçeli Köyünde Geçici Köy Korucusu (GKK) olarak görev yaparken 12.06.1994 tarihinde teröristlerle girdiği silahlı çatışmada şehit edilmişti.Ziya daha 15 yaşındaydı.Koskoca dünyada beş kardeşi ve annesi ile tek başına kalmıştı.Tutunacak tek dalı babasının Şehitlik mertebesine ulaşmasındaki aldığı güç ve maneviyattı. Ziya futbolu çok seviyordu, iyi bir futbolcu olmak istiyordu ama parası olmadığı için çok çalışması lazımdı, çünkü ailenin tüm yükü onun küçük omzuna yüklenmişti.Çalıştı, azmetti, İlk ve orta öğrenimini Bingöl'de tamamladıktan sonra lise öğrenimine Ankara Polis Koleji'nde devam ederken 15 TEMMUZ DARBESİ ile Türkiye Cumhuriyeti Devletini ortadan kaldırmak için plan yapan FETÖ terör örgütünün o dönemdeki aktörleri ve maşalarının baskısı nedeniyle kendi isteğiyle ayrılarak Bingöl Rekabet Kurumu Lisesi'nden eğitimine devam etti ve orda mezun oldu. Lisans öğrenimini Fırat Üniversitesi Tarih Bölümü'nde okuyarak, başarıyla mezun oldu.Bu süre zarfında evlenmiş birde çocuğu olmuştu.
Askerlik çağı gelmiş bir an önce vatani görevini yapmak için Bingöl Askerlik şubesine başvuru yaparak, askerlik işlemleri tamamlandıktan sonra, Askeri Birliğine katılmak için ilgili belgelerini alarak eve döndü.Dönmesine döndü de 2 gün sonra katılacağı birliğe gidecek ne yol parası nede harçlığı vardı.Kimden borç alınır,alsa nasıl ödeyeceğini de düşünene birkaç yakın komşusunun kapısına kadar vardı fakat utangaç yanı ağır bastı kapıyı çalmadan geri döndü.Sonra bir arkadaşının kapısına dayandı,ondanda isteyemedi,tekrar boynunu bükerek eve geldi.İşte tam bu arada his dünyamızın en değerli varlığı olan “Anne’’ fark etti.Anne demek kocaman bir yürek demektir. Anne-evlat ilişkisi akılların değil, yüreklerin buluşma yeridir,yüreği bir başka çalışır ve göründüğünden daha büyüktür. İlham Anne yüreğinin her hücresinde saklı olan evladı Ziya’yı öyle görünce yüreğinin sızısını bütün bedeni ile hti ve bunu Ziya’ya göstermemek için biran önce gözden kaybolmak için evi terk etti.Kısa bir süre sonra eve dönen İlham anne ‘’Oğlum sen gurbete gideceksin,asker ocağında lazım olur,hem yol paran hem de harçlığın’’ diyerek Ziya’ya bir miktar para uzattı.Derler ya ‘’ Dünyada öğretilen bütün bilgilerin hiçbiri bize, bir ananın bakışının, bir kelimesinin verdiği şeyi vermeye muktedir değildir.’’ Ziya’nın gözleri dolmuş,büyük muhabbetle İlham Annenin ellerine sarılmış ve defalarca öpmüştü. İşte Şehit bir babanın ,Nene Hatun gibi bir annenin evladı onlara yakışır şekilde Yiğit ve Çakı gibi bir asker oldu.
Asker olduğu dönemlerde ve öncesinde beraber okuduğu, aynı sırada oturduğu, beraber koştuğu, yorulduğu, matarasındaki suyu paylaştığı, bir lokma ekmeğini paylaştığı, üleştiği kardeşten öte arkadaşlarından,akrabalarından bir çoğu PAŞA Baba gibi Vatan için,Bayrak için şehit olmuştu. 'Ben neden onların görev yaptığı yerde değilim ve neden bunca kan-şehit' diye günlerce düşündü.Bu terör belasını durdurmak için çalışmak lazım hem de çok çalışmak lazım.Vatani görevini tamamladıktan sonra memleketi Bingöl’e baba ocağına döndü ve Şehit-Gazi ailelerine hizmet etmek için Bingöl Şehit Aileleri, Gazileri Derneğini kurdu.Onların dertleri ile dertlendi,sevinçleri sevindi. Kanlı terör örgütü PKK her geçen gün Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde dış mihrakların desteğini alarak daha da büyüyecekti. Büyüdükçe de bebek, çocuk, kadın, erkek, yaşlı, genç demeden masum insanımızı, kimisini anne karnında, kimisini beşikte, kimisini gelinlik-damatlık çağında, kimisini de “anasının kınalı kuzusu” olduğu çağlarda acımasızca, kalleşçe, haince vurdular, kimisi şehit, kimisi gazi oldu. Hal bu olunca, durur mu milletim, durur mu Asımın nesli... İşte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek. On yıllar önce Türk Milletine bu coşkun duygularla seslenen Akif ne kadar içten, ne kadar da inanç doluydu milletine... “işte o gün, bugündür” dedi Anadolu’mun bağrı yanık genci Ziya.
Çünkü bölge bir kan deryasına dönmüş, toz, duman kasırgaları, kara bulutlar kaplamıştı aziz vatanın doğu ve güneydoğusunu. Milletimin evlatları hiçbir karşılık beklemeden ve almadan gönüllü olarak KORUCULUK yaparak dur dedi bebek katili PKK’ya. Bu yiğitlerden genç olanlar ana eliyle, evli olanlar eşlerinin eliyle kınalanıp kınalanıp bayramlık koçlar misali gümbür gümbür gittiler ölüme. Bu ülke için, gelecek günler için, vatan, namus, için…
Akif haklıydı. Bu nesil, ecdadına layık, şanlı mazisine layık, milletinin adına layık, her şeyden fazla ”insanlığına” layık, kutlu bir nesildi. Kimisi daha ortaokul, lise sıralarındayken ya da köyünde, bağda bahçede mahsul toplarken, kimisi de beşikte gözünün önünde bebeği şehit edilmiş bir baba iken. Ziya SÖZEN bu sefer de babasının da ŞEHİTLİK makamına ulaştığı Güvenlik Korucuların özlük hakları ve ailelerin durumlarının iyileştirmesi için Doğu Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Federasyonu kurdu.Bu STK yı bu sefer tüm Güvenlik Korucuları içine alan Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanlığı görevini yürüterek bir çok özlük haklarının verilmesini sağladı.
Bu başarılı çalışmalar başta PKK terör örgütünü rahatsız etti. Çünkü PKK hiçbir zaman Güvenlik Korucularının varlığını Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde istemediler.Güvenlik güçlerimiz tarafından etkisiz hale getirilen neredeyse her PKK’lı teröristin cebinde Ziya SÖZEN’in öldürülme emri yada dağa kaçırılma emri çıkmakta.Bebek katili PKK tarafında 1000 den fazla tehdit ve ölüm emri almasına rağmen hiçbir an geri adım atmadı daha çok, daha çok PKK terör örgütünün üstüne üstüne gitti. Öyle ki ikametgahı Ankara da olsada haftanın neredeyse 4-5 günü Doğu ve Güneydoğu’da bazen bir üs bölgesinde, bazen bir mevzide, bazen de nöbet kulübesinde güvenlik güçlerimizin yanında.
16 Nisan da yapılan referandum öncesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini anlatmak PKK’nın tüm tehditlerine rağmen Hakkari Yüksekova’dan, Şemdinli’ye oradan Şırnak’a,Siirt’te Van’a kısacası Doğu ve Güneydoğu’da 70 den fazla mitingi yaptı ve başarılı sonucunu tüm Türkiye 16 Nisan’da sandıklar açılınca şahit oldu.
Size cesur yürek diyorum çünkü siz gerçekten de çok cesursunuz. Baksanıza kendiniz yerine,aileniz,çocuklarınız yerine hep vatanımızı tercih ettiniz.Tek sevdası Vatan-Millet olan ve Milli davamızı hiç yılmadan savunurken; ‘cesur yüreğini’ korkusuzluk; ‘akıl dolu beynini’ ise engin vatan sevgisi bilgisi ile donatmış, eşiz bir liderin adıdır ‘’Ziya SÖZEN.’’.
|