|
||
![]() |
Yara Gezi Parkı'nda, Derman Devlette | |
Dr. İmbat Muğlu | ||
imbat.muglu@facebook.com | ||
YARA GEZİ PARKI’NDA DERMAN DEVLETTE... Üç haftadır üzerine düşünüp tüm gelişmeleri takip edip Gezi Parkı protestolarıyla ilgili halkımızı aydınlatmaya farklı bir yorum getirmeye çalıştım. Lakin bu haftaya kadar gördüm ki bu olaylar protestodan çıkıp milletimiz için bir yara halini almaya başlamış! Yara dememdeki sebep kesinlikle halkımızın kendini savunmasına atfettiğim bir kelime değil tamamen dış güçlerin etkisini yadsıyamamamdandır. Birkaç ağaç nedeniyle çıkan, sanatçılarımızın da dahil olduğu tabir-i ca’izse bu “ayaklanmalar”, Başbakanımızın dikkatini çekti hatta halkının her seçimde koyunlukla suçlandığı bir ülkede Erdoğan’ı gururlandırdı da... hatta be hatta “Yeniçerilerin kazan kaldırması” şeklinde bunu tanımlaması da halkının gücünün farkında olduğunu da bizlere gösterdi. Ortalıkta dolaşan bir kelime “çapulcu” Başbakanımızın bu konuda da yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Neden? Diyeceksiniz; çünkü Erdoğan’ın düşüncelerinde, sarf ettiği cümlelerdeki inceliğin farkına varamayan birçok kişi var. Öncelikle şuna bakmamız lazım neden çapulcu, kendi sanatçısını Osmanlı’nın belkemiği olan bir teşkilatla yani Yeniçerilerle özdeşleştirirken onları bulundukları yere getiren ve yaptıkları işleri gözlemleyerek anlayabilen halkına nasıl böyle bir kelimeyi yakıştırmış olabilir? Sanırım bunun cevabını daha doğru düşünüp değerlendirmeye almamız gerekiyor. Bu yaşadığımız olaylar evet toplum bilincimizde yeni ufuklar açtı en basiti biraz daha fazla kafa yormaya başladık bir şeyler için. Lakin yine dış mihrabların etkisinden kurtulamadığımızı da görmüş olduk aynı zamanda! Tarih tekerrürden ibaret diye boşa demiyorlar ya ben bunu bu olaylarla çok daha iyi anladım. Hep bizleri birbirimize düşürmeye çalışmadılar mı bugüne kadar?.. Hem de Osmanlı birçok farklı ırkı, mezhebi, dini bir arada barındırabilirken. Neden düşürmek için canlarını verdiler biliyor musunuz? İşte bu tam anlamıyla çekememezlikti. Bir sosyolog gözüyle bakmak gerekirse tarihimizdeki bu olayların bir benzerini yaşadığımızı ve Türkiye’nin gerekse ekonomik açıdan gerekse kurumlarımızın birbirleriyle olan ilişkilerini bozabilmek ümidiyle Gezi Parkı Protestolarını alevlendirilmiş olduğunu düşünmekteyim. Gezi Parkı öyle bir hal aldı ki adeta devletimizin kurumlarının işleyişini bozmak adına yapılan birçok hareketle karşılaştık! Başbakanımızın, bu gidişatı düzeltmek ve halkımızın huzurunu sağlamak adına attığı hiç bir adım karşılığını bulamadı. Bi’t- tabiki kabullenilmeden önce her şey sorgulanmalı, gerekiyorsa eleştirilmeli veya övülmeli bu bizi daha da ileriye taşıyacaktır. Lakin her şeyden önce bunları yukarıda da belirtmiş olduğum hususlara dikkat ederek yapabilmeliyiz. Bu olayların çözüm sürecinde neden böylesine alevlendiği gözden kaçırılmamalı... Biz uzun yıllardır yaşadığımız acı günleri, kürt sorununu geride bırakmayı başarmış bir ülke olarak neden çözüme gidemeyecek sorunlar yaratmak, yaralar açmak peşindeyiz... Unutulmamalı ki tarihimizde de sahip olduğumuz en büyük tecrübe bir devletin en parlak dönemlerinde en çok ayaklanmalara ev sahipliği yaptığıdır. Bunun nedeni de zaten malumumuzdur; ilerliyoruz! Sahip olduğumuz sorunları çözerken birbirimizi daha fazla yaralamak yerine, mevcut yaralarımızı giderebilmek ve Gezi Parkı adı altında Eski Çağlardan bu yana aldığımız yaralara yenilerini eklememek adına ve bugüne kadar ülkemizin sorunlarına çözüm bulmak için ömrünü adamış ve birçoğunu da çözüme ulaştırmış olan Başbakanımız Erdoğan’a, bir şans vererek; şu soruyu soralım kendimize “Devletimiz yaralarımıza derman olabilir mi? Olamaz mı?.. |
||
Etiketler: Yara, Gezi, Parkında, Derman, Devlette |
|