|
||
![]() |
27 Mayıs Darbesini Affetmeyeceğiz | |
Süleyman Göksu | ||
suleymangoksu@gmail.com | ||
Tarih 27 Mayıs 2013. Aradan geçen tam 53 yıl. Demokrasinin ve insan haklarının askıya alındığı, baskının ve zulmün hakim olduğu, hafızalardan hiç silinmeyen; geride acılı aileler ve çok sayıda mağdurlar bırakan cunta yönetimi, Türkiye’yi çok gerilere götürdü. O tarihte henüz 2 yaşındaymışım. 1946 da kurulan ve 1950 seçimlerinde % 52,7 alarak iktidara gelen Demokrat Parti İktidarı 27 Mayıs 1960 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinden bir grup subay tarafından zorla görevden el çektirilmiş. TBMM fesh edilerek, siyasi partiler askıya alınmıştır. Halktan hiçbir zaman gerekli desteği alamayan bazı güçler, emellerine ancak bu şekilde ulaşabilmişlerdir. Cumhurbaşkanı Sayın Celal Bayar ve Demokrasi Kahramanı Başbakan Sayın Adnan Menderes ve dava arkadaşları suçsuz yere tutuklandılar. Aileleriyle çok az görüşebiliyorlar, mektupları bir kaç yerde sansürden geçiyordu. Mahkeme olmaları, formalitenin yerine getirilmesinden başka bir şey değildi. Yalan yanlış suçlamalarla karşı karşıya kalmışlardı. Yapılan haksızlıklar daha ortaokul öğrencisiyken dikkatimi çekmiş, bu konuda kitaplar okumaya başlamıştım. Bu güne kadar, çok araştırma yaptım. Nazlı Ilıcak’ın 27 Mayıs Yargılanıyor kitabını 5 defa okuduğumu hatırlıyorum. Her defasında adeta içim parçalanıyor ve çok üzülüyordum. Ülkemize hizmet için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan, insanlarımızın geleceğini aydınlatan ve önemli yenilikler yapan Başbakanımız Adnan Menderes ve arkadaşları tutukluluk anında çok zorluklar yaşadılar. Başbakan Menderes’in her zaman ki kibarlığı, duruşmalarda da kendini gösteriyordu. Mahkeme olmaları, formaliteden başka bir şey değildi. Avukatları ve kendileri savunma yapsalar da, amaç belliydi ve acı plan sahneye konacaktı. Okuduğum yazılardan bir bölümü, hiç unutamıyorum. Bir gün ailesi, Sayın Menderes’i ziyarete geliyor. Görevli kontrolünde görüşüyorlar. Herkes oturuyor ve Sayın Başbakan ayakta bekletiliyor. Bu ne acı bir durum, bunun resimlenmesi ne büyük saygısızlık. Meşhur Yassı ada Mahkemesi ve kararları Tarihimizin kara sayfasıdır. Yassı ada duruşmalarına, son olarak CHP Genel Başkanı İnönü'ye Topkapı olayları sırasında düzenlenen suikast girişimi davasıyla devam edildi. Dava sonunda, anayasa ihlaliyle suçlanan Celal Bayar ve Adnan Menderes'in de aralarında bulunduğu 15 kişinin idamı istendi. Bunlardan, duruşmalar sırasında kalp krizi geçiren Lütfi Kırdar öldü. 14 Ekim 1960'ta başlayan Yassı ada davaları, 15 Eylül 1961'de karara bağlandı ve toplam 19 dosyada toplanan davalar anayasayı ihlal davasıyla birleştirildi. 592 sanıktan 288'i için idam istendi. 15 sanık idam cezası alırken, 31'i müebbetle cezalandırıldı. 418 sanıkta çeşitli cezalara çarptırıldı. Menderes, intihara kalkıştı. Cezaları onaylanan Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül günü sabaha karşı idam edildi. 17 Eylül'de, de Adnan Menderes, İmralı Adası’nda hasta haliyle idam edildi. Mahkeme süresince şüpheli ölümler de oldu. Netice olarak eşleri, çocukları, kardeşleri, diğer akrabaları ve milletimizi acı içerisinde bıraktılar. Bunu bir de bizlere, senelerce bayram olarak kutlattılar. Ne ilginçtir ki, 27 Mayıs 1960 ihtilalı ile gelen bir bayram, yine bir 12Eylül 1980 ihtilalı ile kaldırıldı. Mahkeme üyelerinin kararları baskı altında aldıkları ve vicdan azabı çektiklerini bizzat söylemeleri Siyasi Tarihimize dip not olarak düşülmüştür. Sayın mahkeme heyeti ve perde arkasında duranlar; Türk Milleti olarak sizi vicdanlarımızda yargıladık. Hiçbir zaman da affetmeyeceğiz. Her iki dünyada da, elimiz yakanızda olacaktır. Başbakanımız Merhum Menderes, Dışişleri Bakanı Merhum Polatkan, Maliye Bakanı Merhum Zorlu ve vefat eden tüm demokrasi şehitleri; Ülkemize hizmetin bedelini beyaz kefenle ödediniz. Hizmetlerinizi hiçbir zaman unutmayacağız, her zaman gönüllerimizde yaşayacaksınız. Sizlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekânınız Cennet olsun. Dualarımız sizinle… |
||
Etiketler: 27, Mayıs, Darbesini, Affetmeyeceğiz |
|